VEHBİ YAHŞİ
Köşe Yazarı
VEHBİ YAHŞİ
 

ZAM TALEPLERİ VE DEVLETÇİLİK

Devletçilik: Özel sektörün girmediği alanları doldurmak, onun karşısında dengeleyici unsur olmak ve sebep olduğu problemleri gidermek amacı ile devletin ekonomik alanda yer alması ilkesidir. Bu ilkenin uygulamalarına örnek verecek olursak: Bir tarımsal ürün özel sektör tarafından üreticilerden değerinde alınmamaya başlayınca zamanla üretimi azalır. Bu durumda devlet eğer o ürünün üretiminin azalmamasını ve ithalatına mecbur kalınmamasını gerekli görürse taban fiyat uygulamasına geçer böylece üretimin azalması önlenir.  Tahıllar, çay ve fındık stratejik ürünler kapsamında olduğu için devlet bu ürünlere taban fiyatı uygulamaktadır. Bu ilkenin devreye girmesi ile et fiyatlarındaki aşırı artış önlenebilir. Şöyle ki, et fiyatlarındaki pahalılığın sebebinin hayvancılığın azalması olduğu bir gerçektir. Bunun sebebi de yetiştirilen hayvanların özel sektör tarafından değerinde alınmamasıdır. Devlet burada devreye girmeli ve 60’lı 70’li yıllarda adı “kombina” olan hayvan alım ve kesim merkezlerini tekrar açmalı ve canlı hayvanın kilosuna taban fiyat uygulamasına geçerek alımlara başlamalıdır. Bu durumda yetiştiriciden özel sektör de taban fiyatın altında alım yapamayacağı için, üretici değerinde hayvanını satacak ve satamama riski de ortadan kalkacak sonuçta hayvancılık çoğalacak et fiyatları dengeye gelecektir. Yine üretilen sebze ve meyveler zamanında üreticiden alınmayınca ziyan olacağı malumdur. Özel sektörde bu gerçekten hareketle üreticinin ürününü değerinde almamak için direnç gösterir. Üreticinin de özel sektörün bu direncini kırmak için zamanı ve imkânı olmadığından mecburen ürününün fiyatının belirlenmesini onların insafına bırakır,  dolayısı ile istediği kârı elde edemez hatta zarar bile edebilir. Burada devlet devreye girmeli ve bu bölgelerde son teknolojik soğuk hava depoları kurmalıdır. Bu durumda üretici ürününün değeri verilmeyince satmak zorunda kalmaz ve ürününü bu depolara çekerek direnme gücü elde eder. İşte burada üreticiye özel sektör karşısında direnme gücü veren ve ürününü değerinde satma imkânına kavuşturan devletçilik uygulamasıdır.  Kiraların ve emlak fiyatlarının anormal artışı da yine devletçilik ilkesinin devreye girmesi ile önlenebilir. Şöyle ki, ev sahipleri konumunda özel sektörden başka bir kesim bulunmamaktadır. Bu durum onun,   kiraları ve de emlak fiyatlarını devamlı artırmasını önleyecek bir denge mekanizması ile karşı karşıya olmadığını gösterir. İşte devlet burada devreye girerek özel sektörün karşısında merkezi yönetim ve belediyeler olarak satılık ve kiralık konutlar üretmelidir. Devlet böyle yapmayıp vatandaşa kira yardımı yapsa da hatta kiraların tamamını ödese de ve inşaat sektörüne teşvikler verse de yine de bu sorun çözülmez. Çünkü devletin bu teşvik ve yardımları yine özel sektörü güçlendirecek ve onun rakipsiz olma konumunu değiştiremeyecektir. Eğer devletin, merkezi yönetim ve belediyeler olarak satılık ve kiralık konut üretmesini finansmanı çok zor bulunacak uzun vadeli bir iş gözü ile bakılırsa, o zaman devlet hem uzun vade de bu projeyi devreye sokmalı hem de acil çare olarak önce memur ve işçisini özel sektörde kiracı durumundan kurtarmalıdır. Buna devletin sayıca en fazla memuru olmaları sebebi ile öğretmenlerden başlanmalı ve sırası ile devletin sayıca en fazla memurları bu uygulama kapsamına alınmalıdır. Tabi ki yapılan lojmanlar için devlete makul bir kira ücreti ödenecektir. Böylece piyasada en azından devlet memurları tarafından kira talepleri azalınca kira ve emlak fiyatlarında makul seviyeler görülmeye başlanacaktır. Ayrıca bir devlet memuru bir yere tayin edildiğinde sokak sokak ev aramayınca, bulamama ve bulduğunu da ödeyememe durumuna düşmeyince prestiji de artacaktır. Genel Kurmay bu işin baştan beri önemini bildiği için personelini özel sektörün insafına bırakmamış neredeyse tüm personeline lojman yapmış dolayısı ile devletin en prestijli memurları olmuşlardır. Evet, önemine binaen tekrar edersek konut edindirmede devlet inşaat sektörüne her türlü teşviki verse de, vatandaşa düşük faizle konut kredisi verse de,  kiralamada vatandaşa kira yardımı yapsa da, hatta kiraların tamamını devlet ödese de, kendisi özel sektörün karşısına devlet sektörü olarak dengeleyici konumda çıkmadıktan sonra konutta bu problemlerin çözülmesinin imkânı yoktur. Zaten devletçilik ilkesinin de gereği budur. Yani dengenin bozulduğu yerde dengeleyici olarak ortaya çıkmaktır. Yoksa dengeli herhangi bir özel sektör alanına girmek değildir.
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2023 - Çarşamba

ZAM TALEPLERİ VE DEVLETÇİLİK

Devletçilik: Özel sektörün girmediği alanları doldurmak, onun karşısında dengeleyici unsur olmak ve sebep olduğu problemleri gidermek amacı ile devletin ekonomik alanda yer alması ilkesidir. Bu ilkenin uygulamalarına örnek verecek olursak: Bir tarımsal ürün özel sektör tarafından üreticilerden değerinde alınmamaya başlayınca zamanla üretimi azalır. Bu durumda devlet eğer o ürünün üretiminin azalmamasını ve ithalatına mecbur kalınmamasını gerekli görürse taban fiyat uygulamasına geçer böylece üretimin azalması önlenir.  Tahıllar, çay ve fındık stratejik ürünler kapsamında olduğu için devlet bu ürünlere taban fiyatı uygulamaktadır.

Bu ilkenin devreye girmesi ile et fiyatlarındaki aşırı artış önlenebilir. Şöyle ki, et fiyatlarındaki pahalılığın sebebinin hayvancılığın azalması olduğu bir gerçektir. Bunun sebebi de yetiştirilen hayvanların özel sektör tarafından değerinde alınmamasıdır. Devlet burada devreye girmeli ve 60’lı 70’li yıllarda adı “kombina” olan hayvan alım ve kesim merkezlerini tekrar açmalı ve canlı hayvanın kilosuna taban fiyat uygulamasına geçerek alımlara başlamalıdır. Bu durumda yetiştiriciden özel sektör de taban fiyatın altında alım yapamayacağı için, üretici değerinde hayvanını satacak ve satamama riski de ortadan kalkacak sonuçta hayvancılık çoğalacak et fiyatları dengeye gelecektir. Yine üretilen sebze ve meyveler zamanında üreticiden alınmayınca ziyan olacağı malumdur. Özel sektörde bu gerçekten hareketle üreticinin ürününü değerinde almamak için direnç gösterir. Üreticinin de özel sektörün bu direncini kırmak için zamanı ve imkânı olmadığından mecburen ürününün fiyatının belirlenmesini onların insafına bırakır,  dolayısı ile istediği kârı elde edemez hatta zarar bile edebilir. Burada devlet devreye girmeli ve bu bölgelerde son teknolojik soğuk hava depoları kurmalıdır. Bu durumda üretici ürününün değeri verilmeyince satmak zorunda kalmaz ve ürününü bu depolara çekerek direnme gücü elde eder. İşte burada üreticiye özel sektör karşısında direnme gücü veren ve ürününü değerinde satma imkânına kavuşturan devletçilik uygulamasıdır. 

Kiraların ve emlak fiyatlarının anormal artışı da yine devletçilik ilkesinin devreye girmesi ile önlenebilir. Şöyle ki, ev sahipleri konumunda özel sektörden başka bir kesim bulunmamaktadır. Bu durum onun,   kiraları ve de emlak fiyatlarını devamlı artırmasını önleyecek bir denge mekanizması ile karşı karşıya olmadığını gösterir. İşte devlet burada devreye girerek özel sektörün karşısında merkezi yönetim ve belediyeler olarak satılık ve kiralık konutlar üretmelidir. Devlet böyle yapmayıp vatandaşa kira yardımı yapsa da hatta kiraların tamamını ödese de ve inşaat sektörüne teşvikler verse de yine de bu sorun çözülmez. Çünkü devletin bu teşvik ve yardımları yine özel sektörü güçlendirecek ve onun rakipsiz olma konumunu değiştiremeyecektir.

Eğer devletin, merkezi yönetim ve belediyeler olarak satılık ve kiralık konut üretmesini finansmanı çok zor bulunacak uzun vadeli bir iş gözü ile bakılırsa, o zaman devlet hem uzun vade de bu projeyi devreye sokmalı hem de acil çare olarak önce memur ve işçisini özel sektörde kiracı durumundan kurtarmalıdır. Buna devletin sayıca en fazla memuru olmaları sebebi ile öğretmenlerden başlanmalı ve sırası ile devletin sayıca en fazla memurları bu uygulama kapsamına alınmalıdır. Tabi ki yapılan lojmanlar için devlete makul bir kira ücreti ödenecektir. Böylece piyasada en azından devlet memurları tarafından kira talepleri azalınca kira ve emlak fiyatlarında makul seviyeler görülmeye başlanacaktır. Ayrıca bir devlet memuru bir yere tayin edildiğinde sokak sokak ev aramayınca, bulamama ve bulduğunu da ödeyememe durumuna düşmeyince prestiji de artacaktır. Genel Kurmay bu işin baştan beri önemini bildiği için personelini özel sektörün insafına bırakmamış neredeyse tüm personeline lojman yapmış dolayısı ile devletin en prestijli memurları olmuşlardır.

Evet, önemine binaen tekrar edersek konut edindirmede devlet inşaat sektörüne her türlü teşviki verse de, vatandaşa düşük faizle konut kredisi verse de,  kiralamada vatandaşa kira yardımı yapsa da, hatta kiraların tamamını devlet ödese de, kendisi özel sektörün karşısına devlet sektörü olarak dengeleyici konumda çıkmadıktan sonra konutta bu problemlerin çözülmesinin imkânı yoktur. Zaten devletçilik ilkesinin de gereği budur. Yani dengenin bozulduğu yerde dengeleyici olarak ortaya çıkmaktır. Yoksa dengeli herhangi bir özel sektör alanına girmek değildir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.