Lozan bir barış anlaşmasıdır. Barış anlaşmaları savaşın ateşkes ile durdurulup barış sürecine girilmesinden sonra yapılır. Ateşkes anlaşmaları ise savaşan ülkelerden birinin savaştan çekilmek ve barış yapmak istediğini diğer tarafa bildirmesinden sonra, bu isteğin kabul edilmesi ile gerçekleşir.
Taslak metinleri anlaşmalar öncesinde ateşkes teklif edilen taraf hazırlar. Bu Mondros ve Lozan’da da böyle olmuştur. Çünkü ateşkesi isteyen taraf bunu mağlup olma ihtimalinden kurtulmak için yapmış; kabul eden taraf da avantajlı durumundan feragat ederek kabul etmiştir. Bu yüzden barış anlaşması ateşkesi ve barışı isteyen açısından bir bedel ödeme anlaşması şeklinde gerçekleşir. Böyle bir ortamda anlaşmayı yapan her iki tarafta bağımsız devletler durumundadır.
İtilaf Devletleri ve Türkiye arasında yapılan Mondros Ateşkes Anlaşmasının sebep, Lozan Barış Anlaşmasının sonuç olarak tezahür ettiği süreç şu gerçeklerin açık belgesidir:
1.Lozan bazı kesimlerce ileri sürüldüğü gibi Türkiye’nin bağımsızlık belgesi değildir. Çünkü Türkiye “Mondros Mütarekesi” ve dolayısı ile Lozan Barış Anlaşması öncesinde bağımsız bir devletti. Ateşkes ve barış anlaşmalarını bağımsız devletler yapar. Esasen Türkiye, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri ile o tarihte dokuz asırlık bağımsız bir devletti. Ne var ki I.Dünya Savaşı’ndan çekilmek istediği için bir bedel ödemesi gerekiyordu. İşte Lozan bu bedelin ödendiği anlaşmadır.
2. Lozan yeni bir devlet oluşturmak üzere Türkiye’nin sınırlarını iptidaen belirlemiş değil, mevcut sınırları biraz daraltmıştır. Ülkenin sınırları ateşkes talebi sırasında elde bulunan coğrafyanın sınırları olup, meclis “Misaki Milli” ile bu sınırların tespitini yapıp ilan etmiştir. Lozan, kaybettiğimiz topraklara ilaveten, Misak-ı Milli sınırlarımızdan da istenen tavizlere karşı sergilediğimiz direncin sonunda imzaladığımız bir bedel ödeme anlaşmasıdır. Bu sınırlarımız içinde kalan Hatay, Halep, Musul ve Kerkük gibi topraklarımız Lozan’da terk edilmek zorunda kalınmış; boğazlardaki egemenliğimizden de tavizler verilmiştir. Sonrasında Hatay tekrar sınırlarımıza dahil edilmiş, Montrö anlaşması ile boğazlardaki egemenliğimiz de geri alınmıştır.
3.Lozan ülkeye bağımsızlık kazandıran bir anlaşma olmadığına göre topraklarımızın tapu senedi niteliğini taşımaz. Çünkü toprakların tapusu zaten bize aittir. Aksi yöndeki görüş ülkeyi ateşkes öncesinde bir sömürge coğrafya konumuna düşürür. Oysa bu topraklar elimizde iken hiç sömürge olmadı. 9.yy’dan beri gerçekleştirilen fetih hareketleri ile bize yurt kılınmıştır.
Mondros ve Lozan ile Türkiye, I. Dünya Savaşı’nda mağlup olma ve bunun sonucunda da bağımsızlığını kaybetme ihtimalinden kurtulmuştur.