VEHBİ YAHŞİ
Köşe Yazarı
VEHBİ YAHŞİ
 

TÜRKİYE’NİN KAÇINCI YÜZYILI?

2023 seçimlerine giderken millet ittifakını oluşturan partilerden CHP iktidara geldiğinde uygulayacağını ifade ettiği temel politikaları anlatan “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”  başlıklı bir manifesto yayınladı. Manifestoda ikinci yüzyıla başlayanın Cumhuriyetimiz ve CHP olduğu vurgulanmaktadır. Evet, CHP ikinci yüzyıla başlayacaktır. Çünkü bu parti Eylül 1919’da Sivas Kongresinde ve Atatürk’ün başkanlığında Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin birleşmesi ile önce bir siyasi hareket olarak başlayıp sonra da Eylül 1923’de “Halk Fırkası” adı ile partileşmiştir.  Cumhuriyet idaresine de 29 Ekim 1923’te geçildiğine göre bu yeni rejimimiz de ikinci yüzyıla başlayacaktır.  Fakat ülkemizde Cumhuriyetimiz ifadesi meşrutiyetten geçtiğimiz bir siyasal rejim olarak değil, genelde “devletimiz” anlamında algılanmaktadır. Bu sebeple her yıl 29 Ekimleri devletimizin kuruluş yıldönümleri olarak kutladık. 29 Ekim 2023’e de devletimizin yüzüncü yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktayız. Bu sebeple CHP’nin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinin altında devletimizin ikinci yüzyılına başlayacağı vurgusu ve algısı yatmaktadır. Bu algı Türkiye’yi ancak yüzyılını daha yeni tamamlayacak nevzuhur bir devlet durumuna düşürmekte, Türk milletini de binlerce yıllık tarihi müktesebatından koparmakta, dolayısı ile tarihinden ve kültüründen uzaklaştırmaktadır.  Tarihi yüzyılı geçmeyen genç devletlerden olmak övünülecek bir durum değildir.  Çünkü milletlerin genelde en son devletleşmeye başladığı tarih orta çağın sonlarıdır. Hal böyleyken bir millet için 20. yüzyılda devletleşmek ve özgürlüğünü bu yüzyılda kazanmış olmak,  kısaca devletleşmekte diğer milletlerden geç kalmak,  tarihinde köleleşmiş, esaret altına girmiş, sömürgeleşmiş olmak gibi ihtimallerden en az birini yaşamış olduğu anlamını içerir. Halbuki biz tarihi çok derinlerde olan büyük bir milletin devletinden söz ediyoruz. Şu halde sözü edilen ihtimallerden herhangi birini yaşamış olmamız söz konusu değildir. Türkiye’yi tarihi yüzyılı aşmayan genç devletler liginde düşünmek Türk milletine, Türk tarihine ve Türkiye’ye haksızlık olur. Türk milleti orta Asya’da M.Ö 300 yıllarında devletleşmiş dünyanın ilk büyük milletlerinden biridir.  Anadolu coğrafyasında ise 9. ve 10. Yüzyıllarda Türk beylikleri ortaya çıkmış ve Selçuklu 1071 Malazgirt savaşı ile Anadolu’ya girmiştir. Anadolu’da mevcut Türk beyliklerinin de zamanla Selçukluya tabi olması ile Anadolu’daki Türk varlığı kendini kabul ettirmiştir.  1300’lü yıllara gelirken Moğol İstilaları ile otoritesini kaybeden Selçuklu hanedanının yerine Osmanlı hanedanı otoriteyi ele almış, Türk devleti Osmanlı adı ile varlığını sürdüre gelmiştir. I.Dünya savaşında Anadolu dışındaki topraklarını kaybeden Osmanlı, Lozan barış anlaşması ile bugünkü sınırlarımıza çekilmiştir. Bu aşamanın sonunda rejimini meşrutiyetten cumhuriyete, başkentini İstanbul’dan Ankara’ya değiştirmiştir. Bayrağını değiştirmemiş, halkı Türk olan devletin tabii olarak adı da Türkiye olarak ön plana çıkmıştır. Selçukludan, Osmanlıya geçiş hanedan değişikliği ve meşrutiyetten cumhuriyete geçişte bir rejim değişikliğinden ibarettir. Bu değişiklikler sürecinde devlet hep aynı Türk devletidir. Bu sebeple devletimiz şimdiki zaman itibarı ile Anadolu’da ikinci yüzyılına değil, onuncu yüzyılına başlamıştır. Bu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekir. Bu sebeple adı geçen manifesto ve benzeri yerlerde ikinci yüzyıla girmekten bahsederken cumhuriyet rejimine geçişin ikinci yüzyılı diye belirtmek gerekir. Aslında cumhuriyete geçişimizin ikinci yüzyılı ve devletimizin onuncu yüzyılı diye ikisini birlikte belirtmek daha iyi ve doğru olacaktır. Olaya bu şekilde yaklaşmak bin yıllık bir devletin son bir asırdır da cumhuriyetle yönetilen milletin fertleri olarak geleceğe daha gururla ve güvenle yürümemizi sağlayacaktır. Türkiye’nin onuncu yüzyılı, cumhuriyetimizin de ikinci yüzyılı kutlu olsun.
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2022 - Pazartesi

TÜRKİYE’NİN KAÇINCI YÜZYILI?

2023 seçimlerine giderken millet ittifakını oluşturan partilerden CHP iktidara geldiğinde uygulayacağını ifade ettiği temel politikaları anlatan “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”  başlıklı bir manifesto yayınladı. Manifestoda ikinci yüzyıla başlayanın Cumhuriyetimiz ve CHP olduğu vurgulanmaktadır. Evet, CHP ikinci yüzyıla başlayacaktır. Çünkü bu parti Eylül 1919’da Sivas Kongresinde ve Atatürk’ün başkanlığında Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin birleşmesi ile önce bir siyasi hareket olarak başlayıp sonra da Eylül 1923’de “Halk Fırkası” adı ile partileşmiştir.  Cumhuriyet idaresine de 29 Ekim 1923’te geçildiğine göre bu yeni rejimimiz de ikinci yüzyıla başlayacaktır. 

Fakat ülkemizde Cumhuriyetimiz ifadesi meşrutiyetten geçtiğimiz bir siyasal rejim olarak değil, genelde “devletimiz” anlamında algılanmaktadır. Bu sebeple her yıl 29 Ekimleri devletimizin kuruluş yıldönümleri olarak kutladık. 29 Ekim 2023’e de devletimizin yüzüncü yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmaktayız. Bu sebeple CHP’nin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinin altında devletimizin ikinci yüzyılına başlayacağı vurgusu ve algısı yatmaktadır. Bu algı Türkiye’yi ancak yüzyılını daha yeni tamamlayacak nevzuhur bir devlet durumuna düşürmekte, Türk milletini de binlerce yıllık tarihi müktesebatından koparmakta, dolayısı ile tarihinden ve kültüründen uzaklaştırmaktadır. 

Tarihi yüzyılı geçmeyen genç devletlerden olmak övünülecek bir durum değildir.  Çünkü milletlerin genelde en son devletleşmeye başladığı tarih orta çağın sonlarıdır. Hal böyleyken bir millet için 20. yüzyılda devletleşmek ve özgürlüğünü bu yüzyılda kazanmış olmak,  kısaca devletleşmekte diğer milletlerden geç kalmak,  tarihinde köleleşmiş, esaret altına girmiş, sömürgeleşmiş olmak gibi ihtimallerden en az birini yaşamış olduğu anlamını içerir. Halbuki biz tarihi çok derinlerde olan büyük bir milletin devletinden söz ediyoruz. Şu halde sözü edilen ihtimallerden herhangi birini yaşamış olmamız söz konusu değildir.

Türkiye’yi tarihi yüzyılı aşmayan genç devletler liginde düşünmek Türk milletine, Türk tarihine ve Türkiye’ye haksızlık olur. Türk milleti orta Asya’da M.Ö 300 yıllarında devletleşmiş dünyanın ilk büyük milletlerinden biridir.  Anadolu coğrafyasında ise 9. ve 10. Yüzyıllarda Türk beylikleri ortaya çıkmış ve Selçuklu 1071 Malazgirt savaşı ile Anadolu’ya girmiştir. Anadolu’da mevcut Türk beyliklerinin de zamanla Selçukluya tabi olması ile Anadolu’daki Türk varlığı kendini kabul ettirmiştir. 

1300’lü yıllara gelirken Moğol İstilaları ile otoritesini kaybeden Selçuklu hanedanının yerine Osmanlı hanedanı otoriteyi ele almış, Türk devleti Osmanlı adı ile varlığını sürdüre gelmiştir.

I.Dünya savaşında Anadolu dışındaki topraklarını kaybeden Osmanlı, Lozan barış anlaşması ile bugünkü sınırlarımıza çekilmiştir. Bu aşamanın sonunda rejimini meşrutiyetten cumhuriyete, başkentini İstanbul’dan Ankara’ya değiştirmiştir. Bayrağını değiştirmemiş, halkı Türk olan devletin tabii olarak adı da Türkiye olarak ön plana çıkmıştır. Selçukludan, Osmanlıya geçiş hanedan değişikliği ve meşrutiyetten cumhuriyete geçişte bir rejim değişikliğinden ibarettir. Bu değişiklikler sürecinde devlet hep aynı Türk devletidir. Bu sebeple devletimiz şimdiki zaman itibarı ile Anadolu’da ikinci yüzyılına değil, onuncu yüzyılına başlamıştır. Bu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekir.

Bu sebeple adı geçen manifesto ve benzeri yerlerde ikinci yüzyıla girmekten bahsederken cumhuriyet rejimine geçişin ikinci yüzyılı diye belirtmek gerekir. Aslında cumhuriyete geçişimizin ikinci yüzyılı ve devletimizin onuncu yüzyılı diye ikisini birlikte belirtmek daha iyi ve doğru olacaktır. Olaya bu şekilde yaklaşmak bin yıllık bir devletin son bir asırdır da cumhuriyetle yönetilen milletin fertleri olarak geleceğe daha gururla ve güvenle yürümemizi sağlayacaktır.

Türkiye’nin onuncu yüzyılı, cumhuriyetimizin de ikinci yüzyılı kutlu olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.