2025 yılı itibarıyla İklim Kanunu’nun emlak sektörüne etkileri hissedilmeye başlandı. Bu kanunun amacı, karbon salımını azaltmak ve enerji verimliliği yüksek, çevre dostu binaları teşvik etmektir. Peki, bu yeni dönem mülk sahiplerini, yatırımcıları ve alıcıları nasıl etkileyecek?
**Enerji Kimlik Belgesi (EKB) Zorunluluğu Artıyor**
2025 itibarıyla konut satış ve kiralamalarında C sınıfı enerji verimliliği altındaki binalarda ciddi kısıtlamalar gündeme gelmesi bekleniyor. Eski binalar ya tadilatla güçlendirilecek ya da el değiştirmeden önce belirli koşulları karşılamak zorunda kalacak. Bu durum, özellikle 2000 yılı öncesinde yapılmış dairelerin satışında yavaşlamaya yol açabilir.
**Tapu Harçları Artabilir mi?**
İklim Kanunu kapsamında çevreyi kirleten ve enerji tüketimi yüksek binalar için "yeşil dönüşüm vergisi" veya tapuda ek harçların uygulanması gündeme gelebilir. Öte yandan, enerji verimliliği yüksek (A-B sınıfı) yeni binalarda ise harç indirimi veya vergi avantajları sağlanabilir. Bu durum, yatırımcıların yönünü yeni, sürdürülebilir projelere çevirmesine neden olabilir.
**Eski Evlerin Satışı İçin Şartlar Gelebilir mi?**
Evet, EKB sınıfı düşük evlerin satışı için bazı Avrupa ülkelerinde uygulandığı gibi zorunlu ısı yalıtımı ve cam doğrama yenileme gibi teknik şartlar aranabilir. Bu da mülk sahiplerinin satış öncesinde tadilat maliyetine girmesine sebep olacaktır.
Artık emlak sektörü sadece "konum" ve "metrekare" kavramlarından ibaret değil. Enerji verimliliği, çevreci bina sertifikaları ve karbon ayak izi gibi unsurlar, değer belirleyici faktörler haline geliyor. Yatırımcıların, alıcıların ve satıcıların bu yeni döneme hazırlıklı olması gerekiyor. İklim Kanunu, doğru adımlar atıldığı takdirde bir yük değil, büyük bir fırsata dönüşebilir.
