KOCAELİ VEKİLİ SAMİ ÇAKIR'DAN SERT TEPKİ: ''BU BİR KALPAZANLIKTIR''

KOCAELİ HABERİ

24 Nisan 1915 tarihi Ermeniler tarafından özel bir anma günü olarak seçilmiş bir tarihtir. Böylelikle Ermeniler 24 Nisanı bütün dünyada “soykırım günü” ilan ederek adeta sanal bir bellek ve suni bir  tarih yaratmışlardır. Günümüzde  24 Nisan pek çok ülkede Ermeni diasporasının etkisi ile sözde soykırım günü olarak anılmakta ve hatta bazı devlet başkanları tarafından bugüne özel mesajlar yayınlanmaktadır.. Ak Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır işte tam da bugün "24 Nisan 1915 Ermeni İddiaları" üzerine anlamlı bir yazı yazarak bu iddiları "Kalpazanlık" olarak değerlendirdi. İşte Sami Çakır'ın sosyal medyadan paylaştığı o yazı;  24 NİSAN 1915 Bu tarih Ermeni tehcirinden yola çıkılarak sözde ve sahte propagandalarla Ermeni soykırımı nitelemesine dönüştürülerek Türkiye üzerinde baskı ve farklı yaklaşımlar oluşturma süreci gerçekleştirme amaçlı bir kara anlayışın tarihidir. Tarihi olayları tarihin seyri içinde sebep-sonuç ilişkilerine bağlı olarak tarihi belge ve şahitlerin aydınlatması gerekirken,işi döndürüp siyasi mecraya taşımak buradan siyasi çıkarlar hedeflemek en basit tabiriyle ucuz pazarlamacı kalpazanlığıdır. Olayları tarihe,tarihçilere,arşivlere havale etmek gerekir yaklaşımı gerçeklerden kaçma olarak yorumlanamayacağı gibi bilakis tam da gerçeği aramanın doğru yoludur. Tarih bölümü mezunu olmam bu konuyla ilgili eğer özel ilgilenmemişsem ahkam kesme hakkını bana vermediğini bildiğim gibi, batının kendi tarihi karanlıklarına,yaşanan katliam ve gerçek soykırımlara hiç bakmadan bize parmak sallamalarını da hiçbir zaman anlamış değilim. Genelkurmay ATASE (Askeri Tarih ve Stratejik Etüd) Başkanlığında uzman olarak çalıştığım dönemde bu konuda çok sayıda ilgili klasör/ dosya muhtevası mahkeme belgesi okuduğumdan yaşananlarla ilgili bir nebze bilgi sahibi olma imkanım oldu.Onun İçin ‘açalım arşivleri’ ifadesindeki güveni en iyi anlayanlardan biriyim ,aynı zamanda neyle karşılaşacaklarını bildiklerinden buna yanaşmıyor olanların korkularını da anladığımı düşünüyorum. Bu milletin yüzyıllarca Teba-ı Sadık’a diye adlandırdığı ve yan yana yaşadığı Ermenilerin bir kısmının o yıllarda çetelerin yönlendirmesiyle dönüşümünü en iyi tarihi belgelerde bulabilirsiniz.Burada bir yargı/ hüküm/infaz değerlendirmesi yapmıyorum,hakim,savcı değilim . Çocukluğum Yedikule ve Samatya’da geçti komşularımızdan çok sayıda Ermeni ve Rum arkadaşımız vardı,onlarla oynar ve eğlenirdik.Ne biz,ne onlar geçmişin acıları üzerinden bir şey bilmezdik ve evlerimizden herhangi bir telkinde almazdık. Aksi olsa bunu çocuk olarak en iyi biz anlardık.Sonra ASALA ile yeni bir dönüşüm daha yaşadık ve kabuğuna çekilme insan ilişkilerinin bittiği günlere geçildi. Bugün çok daha farklı mecralara sürüklenen bir süreçle karşı karşıyayız.Batının bilgi ve belgeden,gerçeklerden uzak meclislerinde aldıkları soykırım kararları yarın iki ülke arasında oluşabilecek, gelişebilecek her türlü iyi ve güzel ikili ilişkileri berhava edebilecek,yan yana yaşamayı dinamitleye sebep verebilecek sonuçları hazırlamaya yönelik adımlar olduğu aşikar, belki de özellikle istenen budur. Açıkçası Uluslararası toplumun ülkemizi köşeye sıkıştırma fırsatçılığının politikasıdır.Hele içerden buna destek verme hezeyanı bu toplumun sinir uçlarını zorlama ve asla iyi niyetle bağdaşmayacak art niyetin tezahürüdür.Ve bu toplum asla bu oyunlara gelmez ve dün olduğu gibi tarihi; yalanlarla evirip çevirmeye çalışanları tarihin çöplüğüne atmasını bilir. Vesselam.