Gergerlioğlu’na tehdit Avrupa Parlamentosu’nun gündeminde!
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, düzenlediği basın toplantısında Türkiye'deki anayasanın uygulanış şeklini ve yargıdaki çifte standartları sert bir dille eleştirdi. Amor, özellikle DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na yönelik BBP Kocaeli eski il başkanı Kaan Şengil’in tehditini örnek göstererek, muhaliflere karşı takınılan tavır ile iktidar mensuplarına yönelik hassasiyet arasındaki farka dikkat çekti.
"Anayasa Bir Menü Değildir, Bütününe Saygı Duyulmalı"
Sanchez Amor, Türkiye'de anayasanın "seçmeli" olarak uygulandığını belirterek, siyasi iktidarın kendi lehine olan yetkileri güçlü şekilde uygularken, aynı Anayasa'daki temel güvenceleri ve hakları muhalifler için tamamen göz ardı ettiğini söyledi. Amor, "Bir anayasanız var ama anayasanız sadece yarı yarıya uygulanıyor. Çünkü siyasi iktidar, hükümetin ve cumhurbaşkanının yetkilerini güçlü şekilde savunabiliyor ama aynı Anayasa'daki diğer güvenceleri ve hakları tamamen göz ardı ediyor. Anayasa bir menü değildir. Birini seçip diğerini bırakamazsınız. Bütün anayasaya saygı duymalısınız" ifadelerini kullandı.
"Gergerlioğlu'na söylenen sözler cumhurbaşkanına söylenmiş olsaydı ne olurdu?”
AP Raportörü, “Gergerlioğlu'na yapılan tehditlere karşı yargının tutumunu ve hükümet yetkililerine uygulanan tutum arasında dağlar kadar fark var" sözleriyle yargının muhalefete baskı aracı olarak kullanılmasını eleştirdi. Amor, bir kamu görevlisinin hakarete uğraması durumunda hükümet ve AKP'li yetkilileri ilgilendiren konularda uygulanan yöntemle, iktidarın sevmediği isimlere yönelik ağır saldırılarda uygulanan yöntem arasında büyük bir fark olduğunu vurguladı.
Gergerlioğlu'na yönelik BBP Kocaeli eski il başkanı Kaan Şengil’in sözlerini örnek veren Amor, "Gergerlioğlu’na biri 'Seni çöp bidonuna atıp sokaklarda sürükleyeceğiz' dedi... Bir düşünün, biri aynı şeyi bir bakan ya da cumhurbaşkanına söylese ne olurdu? Bu da başka bir çifte standarttır.” İfadelerini kullandı. Sanchez Amor, bu sözleriyle Türkiye'de yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki endişeleri bir kez daha dile getirmiş oldu.