Mahalle baskısı Osmanlı'dan mirasmış

500 yıl önce Osmanlı’da aile ve toplum ilişkilerini kitaplaştıran Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Nil Tekgül, Radyo Sputnik’te Atilla Güner’le Akşam Postası’na “Osmanlı İmparatorluğu’nda Duygular: Erken Modern Dönemde Siyaset, Toplum, Aile” isimli çalışmasını anlattı. Tekgül, yüzlerce yıl önce Osmanlı’da da ‘Mahalle Baskısı’nı çağrıştıran olaylar olduğunu, “Osmanlı’da mahalleli ‘bu kişiden razı değiliz’ diyerek kadıya şikayet ediyordu. Aileler mahallelerden atılıyordu” diye anlattı.

İşte Nil Tekgül’ün anlattıklarından satırbaşları:

“Osmanlı’nın erken modern dediğimiz 1500-1800 yılları arası döneminde hem toplumsal ilişkiler, hem de aile ilişkilerinde kurulan ilişkileri çalıştım. Toplumsal olarak mahalle cemaati dediğimiz kavramın karşılığı olan mekânsal birliktelik ve esnaf tarifesindeki birliktelikleri inceledim. Rıza ve şükran kavramı o dönemde çok sıklıkla gördüğümüz bir terim. Toplum üyelerinin birbirlerine karşı rıza ve şükran duymaları bekleniyor. Aynı şekilde kimin o topluluğun üyesi olabileceğine ya da olamayacağına bunlar belirliyor. Bir sürü mahalleden ihraç kayıtları var.

Def ve dümbelek çalanı şikayet

Mahalleli bir araya geliyor, Kadı’ya gidiyor ve kadın ya da erkek fark etmeksizin ‘bu kişi ya da kişilerle bir arada olmak istemiyoruz, mahalleden ihraç edilmesini istiyoruz’ diyorlar. Pek çok gerekçeleri olmasına rağmen hep söyledikleri, razı ve şakir değiliz, yani rıza ve şükran duymuyoruz diyorlar. Bir arada yaşamak istemeyen kişiler çok farklı sebepler de sunabiliyorlar. Namahremle birlikte olması da olabiliyor, def ve dümbelek çalıyor olması da olabiliyor.. Gittiğiniz mahallenin size razı ve şakir olması lazım, rıza göstermesi lazım ve kabul etmesi lazım. Mekansal mobilitenin çok da fazla olmadığı bir dönemden bahsediyoruz. İnsanların yer değiştirmesi bu sebeple de çok kolay değil.”