Emniyet Müdürü uyardı: 'Ben günlerce ağladım, siz ağlamayın'

16.09.2020 - 04:11, Güncelleme: 31.07.2021 - 11:26
 

Emniyet Müdürü uyardı: 'Ben günlerce ağladım, siz ağlamayın'

Çankırı Emniyet Müdürü Sadettin Aksoy, yeni tip korona virüsüne (Covid-19) karşı verdiği mücadeleyi kazanarak Çankırı Devlet Hastanesi’nden taburcu oldu. Emniyet Müdürü Aksoy, tedavi sürecinin ardından sosyal medya hesabından yaşadıklarını anlatı ve "Her gün, her saat, her dakika değişen, sizi tünelden önceki son çıkışa kadar götürüp, önünden 'U' dönüşü yaptıran bir süreç. Perişan ediyor. Bana gelmez demeyin, GELİYOR, YAKALIYOR, PERİŞAN EDİYOR. Şakası yok, hem de hiç yok. Ben günlerce ağlayarak, duygulanarak ne mesajlar okudum, siz okumayın. " dedi..   İŞTE AKSOY'UN O PAYLAŞIMI Covit 19 un düşündürdükleri; Trafik kazası gibi hep etrafımızda geziyor, hem beklendik hem de sizin başınıza gelmez gibi düşünüyorsunuz. Emniyet kemerinizi takmışsınız, hız limitlerine, tüm trafik kurallarına uyuyorsunuz ama! uymayan bir başkası gelip size çarpıyor ve darmadağın oluyorsunuz. Bize de öyle geldi. Ben çok dikkat ediyordum, elimden geldiğince hem kendim kurallara uyuyor hem de avazım çıktığı kadar uyarıyordum insanları. Temizlik, maske ve mesafe konusunda, düğünler, cenazeler ve diğer toplu etkinlikler konusunda. Kimden geldi? Nasıl geldi? Bilmiyorum. Erken tespit edildi şudur, budur demedim küçük belirtileri önemseyip test yaptırdık. Benimki pozitif, eşiminki negatif. Sevindirici olan akciğer tomografim idi, temiz görünüyordu, iyi bari dedik evde geçireceğiz inşallah grip gibi. Keşke herkes böyle atlatsa! Olmadı, bir kaç gün içinde tüm semptomlar değişmeye başladı, yüksek ateş, öksürük, vücut kırgınlığı, kırgınlık dediysem göz yuvalarım ağrıyordu. Bu arada eşim üç önemli insandan bilgi alıyor ve durumumu aktarıyordu. Rize’den çok değerli dostlarımız yaşamımız boyunca hep minnet duyacağımız Prof. Engin Dursun , değerli eşi Prof. Adile Berna Dursun ve rahmetli dayımın kızı güzel kardeşim Prof. Meltem Ergun. Üç sağlık savaşçısı ve meleği bizi hastaneye gidip, mutlaka tomografi çektirmemiz konusunda yönlendirdi. Tomografi sonucu her iki akciğer lobumda zatürre başlamıştı. Üç gün içinde herşey değişti. Kıymetli eşimin testi de pozitife dönmüştü. Hastaneye yattığımda tansiyonum 8,5 / 4,5 idi. Artık basit trafik kazasından çıkmış, resmen kamyon çarpmışa dönmüştük. 14 gün hastanede kaldık her gün, her saat, her dakika değişen sizi tünelden önceki son çıkışa kadar götürüp, önünden U dönüşü yaptıran bir süreç. Çok yorucu, yıpratıcı, moral bozucu. Nasıl döndüm o çıkıştan ( inşallah dönmüşümdür ) ilk test sonucu pozitif çıktığı anda ben eve gelmeden önce Çankırı sonra bütün Türkiye duymuştu. Sevenlerimiz ve tanıyanlarımızın samimi duaları gücüme güç kattı çok şükür. Telefonlar ve mesajlar cevaplayamayacağım kadar çoktu. Hepsini okudum cevap yazmaya çalıştım ancak herkes hakkını helal etsin telefonlara bakamadım hala bir çoğuna bakamıyorum. Konuşmak yorucu oluyor ve sesim hala biraz kısık. En başından beri İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Çankırı Valimiz Sayın Abdullah Ayaz, Emniyet Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Aktaş, Çankırı Milletvekilimiz Sayın Salim Çivitçioğlu, Eski Milletvekilimiz Hüseyin Filiz, Genel Müdür Yardımcılarımız, Belediye Başkanımız Sayın İsmail Hakkı Esen, Vali Yardımcılarımız, İl Emniyet Müdürü ve Daire Başkanı abi, devre ve kardeşlerim, çalışan ve emekli çalıştığım ve çalışmadığım memur kardeşlerim, öğrencilerim, beni yakından ve uzaktan tanıyan hatta sadece sosyal medyadan tanıyan binlerce güzel insan, akrabalarım, stk başkanları, esnaflar, doğup büyüdüğüm Cebeci dörtyoldan tanıdıklarım, Ankara, İstanbul, Kahramanmaraş Göksun, Konya, Karapınar, Bilecik, Rize, Çankırı ve Makedonya’da ki evladı Fatihan dostlarım, görev yaptığım her yerden yüreği güzel insanların desteklerini taa kalbimin derinliklerinde hissettim. Hastanemiz gerçek kahramanlar ile doluydu. Tedavimizi başından beri takip eden meleğimiz göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Esra Büyük başta olmak üzere, Dr Özkan Kılıç, hastanede herşeyimizle ilgilenen Erdem Pak kardeşim, serviste görevli tüm hemşire, hemşir ve diğer sağlık ve yardımcı personel, özel güvenlik personeli hepsi ama hepsi her türlü övgünün üzerinde çalışıyorlar. Başhekim, hastane müdürü ve diğer sağlık personelinden de çok sayıda insan bu hastalığı geçirdi, geçiriyor ve geçirecek. Bu süreci virüsün insafına bırakmayalım gerçekten ciddiye alalım, kendi sokağa çıkma yasağımızı ilan edip, izole olalım, uzak duralım, 2 maske takalım. Bana gelmez demeyin, GELİYOR, YAKALIYOR, PERİŞAN EDİYOR. Şakası yok, hem de hiç yok. Ben günlerce ağlayarak, duygulanarak ne mesajlar okudum, siz okumayın. Keşke burada isim isim daha yazabilsem ama herkes kendini biliyor iyi ki varsınız, bugün evimden bu cümleleri yazabiliyorsam hep o güzel enerjiniz ile. Bir teşekkür de, Plazma tedavisi konusunda çok yardımcı olan EGM Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığımız, Kızılay Çankırı Şubemiz ve diğer emeği geçenlere, özellikle de plazma bağışında bulunanlara ( ben de günü gelir gelmez bağış yapacağım) En kahramanlar ise değerli eşim ve kızlarım Gülşah ve Neslişah. Eşim saniye yanımdan ayrılmadı hem hastalığımın hem ruhumun ilacı oldu. Kızlarım süreci büyük bir olgunlukla ve soğukkanlılıkla karşıladılar. Lisanda hata var ise af ola, her gün helalleşmek için vesile var artık. Hayat kısa, tedbir alın, sevgiyle kalın, birbirinizi kırmayın, hakkınızı helal edin.

Çankırı Emniyet Müdürü Sadettin Aksoy, yeni tip korona virüsüne (Covid-19) karşı verdiği mücadeleyi kazanarak Çankırı Devlet Hastanesi’nden taburcu oldu.

Emniyet Müdürü Aksoy, tedavi sürecinin ardından sosyal medya hesabından yaşadıklarını anlatı ve "Her gün, her saat, her dakika değişen, sizi tünelden önceki son çıkışa kadar götürüp, önünden 'U' dönüşü yaptıran bir süreç. Perişan ediyor. Bana gelmez demeyin, GELİYOR, YAKALIYOR, PERİŞAN EDİYOR. Şakası yok, hem de hiç yok. Ben günlerce ağlayarak, duygulanarak ne mesajlar okudum, siz okumayın. " dedi..

 

İŞTE AKSOY'UN O PAYLAŞIMI

Covit 19 un düşündürdükleri;
Trafik kazası gibi hep etrafımızda geziyor, hem beklendik hem de sizin başınıza gelmez gibi düşünüyorsunuz. Emniyet kemerinizi takmışsınız, hız limitlerine, tüm trafik kurallarına uyuyorsunuz ama! uymayan bir başkası gelip size çarpıyor ve darmadağın oluyorsunuz. Bize de öyle geldi. Ben çok dikkat ediyordum, elimden geldiğince hem kendim kurallara uyuyor hem de avazım çıktığı kadar uyarıyordum insanları. Temizlik, maske ve mesafe konusunda, düğünler, cenazeler ve diğer toplu etkinlikler konusunda.

Kimden geldi? Nasıl geldi? Bilmiyorum. Erken tespit edildi şudur, budur demedim küçük belirtileri önemseyip test yaptırdık. Benimki pozitif, eşiminki negatif. Sevindirici olan akciğer tomografim idi, temiz görünüyordu, iyi bari dedik evde geçireceğiz inşallah grip gibi. Keşke herkes böyle atlatsa! Olmadı, bir kaç gün içinde tüm semptomlar değişmeye başladı, yüksek ateş, öksürük, vücut kırgınlığı, kırgınlık dediysem göz yuvalarım ağrıyordu. Bu arada eşim üç önemli insandan bilgi alıyor ve durumumu aktarıyordu.

Rize’den çok değerli dostlarımız yaşamımız boyunca hep minnet duyacağımız Prof. Engin Dursun , değerli eşi Prof. Adile Berna Dursun ve rahmetli dayımın kızı güzel kardeşim Prof. Meltem Ergun. Üç sağlık savaşçısı ve meleği bizi hastaneye gidip, mutlaka tomografi çektirmemiz konusunda yönlendirdi. Tomografi sonucu her iki akciğer lobumda zatürre başlamıştı. Üç gün içinde herşey değişti. Kıymetli eşimin testi de pozitife dönmüştü. Hastaneye yattığımda tansiyonum 8,5 / 4,5 idi. Artık basit trafik kazasından çıkmış, resmen kamyon çarpmışa dönmüştük.

14 gün hastanede kaldık her gün, her saat, her dakika değişen sizi tünelden önceki son çıkışa kadar götürüp, önünden U dönüşü yaptıran bir süreç. Çok yorucu, yıpratıcı, moral bozucu. Nasıl döndüm o çıkıştan ( inşallah dönmüşümdür ) ilk test sonucu pozitif çıktığı anda ben eve gelmeden önce Çankırı sonra bütün Türkiye duymuştu. Sevenlerimiz ve tanıyanlarımızın samimi duaları gücüme güç kattı çok şükür. Telefonlar ve mesajlar cevaplayamayacağım kadar çoktu. Hepsini okudum cevap yazmaya çalıştım ancak herkes hakkını helal etsin telefonlara bakamadım hala bir çoğuna bakamıyorum. Konuşmak yorucu oluyor ve sesim hala biraz kısık.

En başından beri İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Çankırı Valimiz Sayın Abdullah Ayaz, Emniyet Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Aktaş, Çankırı Milletvekilimiz Sayın Salim Çivitçioğlu, Eski Milletvekilimiz Hüseyin Filiz, Genel Müdür Yardımcılarımız, Belediye Başkanımız Sayın İsmail Hakkı Esen, Vali Yardımcılarımız, İl Emniyet Müdürü ve Daire Başkanı abi, devre ve kardeşlerim, çalışan ve emekli çalıştığım ve çalışmadığım memur kardeşlerim, öğrencilerim, beni yakından ve uzaktan tanıyan hatta sadece sosyal medyadan tanıyan binlerce güzel insan, akrabalarım, stk başkanları, esnaflar, doğup büyüdüğüm Cebeci dörtyoldan tanıdıklarım, Ankara, İstanbul, Kahramanmaraş Göksun, Konya, Karapınar, Bilecik, Rize, Çankırı ve Makedonya’da ki evladı Fatihan dostlarım, görev yaptığım her yerden yüreği güzel insanların desteklerini taa kalbimin derinliklerinde hissettim.

Hastanemiz gerçek kahramanlar ile doluydu. Tedavimizi başından beri takip eden meleğimiz göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Esra Büyük başta olmak üzere, Dr Özkan Kılıç, hastanede herşeyimizle ilgilenen Erdem Pak kardeşim, serviste görevli tüm hemşire, hemşir ve diğer sağlık ve yardımcı personel, özel güvenlik personeli hepsi ama hepsi her türlü övgünün üzerinde çalışıyorlar. Başhekim, hastane müdürü ve diğer sağlık personelinden de çok sayıda insan bu hastalığı geçirdi, geçiriyor ve geçirecek. Bu süreci virüsün insafına bırakmayalım gerçekten ciddiye alalım, kendi sokağa çıkma yasağımızı ilan edip, izole olalım, uzak duralım, 2 maske takalım.

Bana gelmez demeyin, GELİYOR, YAKALIYOR, PERİŞAN EDİYOR. Şakası yok, hem de hiç yok. Ben günlerce ağlayarak, duygulanarak ne mesajlar okudum, siz okumayın.

Keşke burada isim isim daha yazabilsem ama herkes kendini biliyor iyi ki varsınız, bugün evimden bu cümleleri yazabiliyorsam hep o güzel enerjiniz ile.

Bir teşekkür de, Plazma tedavisi konusunda çok yardımcı olan EGM Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığımız, Kızılay Çankırı Şubemiz ve diğer emeği geçenlere, özellikle de plazma bağışında bulunanlara ( ben de günü gelir gelmez bağış yapacağım) En kahramanlar ise değerli eşim ve kızlarım Gülşah ve Neslişah. Eşim saniye yanımdan ayrılmadı hem hastalığımın hem ruhumun ilacı oldu. Kızlarım süreci büyük bir olgunlukla ve soğukkanlılıkla karşıladılar. Lisanda hata var ise af ola, her gün helalleşmek için vesile var artık. Hayat kısa, tedbir alın, sevgiyle kalın, birbirinizi kırmayın, hakkınızı helal edin.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.