DOĞDUĞU VE DOYDUĞU YERLERE FAYDALI BİR İNSAN; YAŞAR ALKAN

Yaşam 14.09.2021 - 01:49, Güncelleme: 14.09.2021 - 03:13
 

DOĞDUĞU VE DOYDUĞU YERLERE FAYDALI BİR İNSAN; YAŞAR ALKAN

KOCAELİ HABERİ - Cengiz Yucak
1994 yerel seçimlerinde Refah Partisinden eski adıyla Güzeltepe ve yeni adıyla Çayırova Belediye Başkanı seçilen Yaşar Alkan, Kocaeli Milli Görüş camiasının en tanınmış ve köklü isimlerinden birisidir.. Belediye Başkanlığı görevi sona erdikten sonra kurmuş olduğu Çevre Temizliği şirketi ile aralarında dönemin CHP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, CHP’li İzmit Bekirpaşa Belediyesi ve Ak partili Gebze Belediyesi olmak üzere Türkiye genelinde onlarca il ve ilçelerde çöp toplama işini üstlenen Yaşar Alkan, Çevre Temizliği sektörüne getirmiş olduğu yeniliklerle ve hayata geçirmiş olduğu projelerle de biliniyor.. Geçtiğimiz yıllarda yatırım yaptığı yeni bir icat projesini hayata geçirerek işleme koydurduğu çöp yakma makinesi aracılığı ile çöplerin yakılması sonucu doğalgaz elde ettirten Yaşar Alkan daha sonra bu doğalgazı elektrik enerjisine dönüştürme çalışmalarını başlatmıştı.. Yaşar Alkan’ın Gebze ve Kocaeli’de devam ettirdiği bu çalışmalarını yakından takip eden bir gazeteci olarak “Yaşar Alkan çöp toplama sektöründen çekildikten sonra memleketi Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde hayvancılığa başlamış” duyumunu aldığımda, 26 yıllık tanışıklığımıza da dayanarak kendisini telefonla arayıp “Hayırdır Yaşar Başkan biz sizin buradaki çevre temizliği ve çöp bertarafı yolu ile enerji üretme çalışmalarınızın sonucunu merak ederken siz memleketinizde hayvan yetiştirme işine soyunmuşsunuz”  diye sordum.. Aramamdan ve sorumdan dolayı mutlu olan Yaşar Alkan “Ben bu sorunun cevabını tam anlamı ile size telefonda anlatamam. Bizzat buraya gelip yaptığım bu işin nedenini ve niçinini kendi gözlerinizle görüp değerlendirmenizi ona göre yapmanız gerekir” dedi gülerekten.. “Gelirim inşallah bir gün Yaşar Başkanım” diyerek konuyu geçiştirdim.. Lakin proje ve icraat insanı Yaşar Alkan öyle ağızdan çıkan sözleri pek geçiştiren birisi olmadığını 15 gün sonra tekrar gösterdi ve beni arayarak “Uçakla gelirsen Erzincan hava alanına gel, orası Kelkit’e daha yakın. Ben arabayla gelip seni oradan alırım” dedi.. “Anlaşıldı yine bize yol göründü” diyerek bir sonraki günün sabahında Erzincan’a uçtuk. Yaşar başkan, kayınbiraderi olan Pendik eski İmam Hatip Lisesi müdürü Faruk Köse ile birlikte gelip aldı beni havaalanından.. Ben hemen Kelkit’e gideceğimizi sanıyordum ki, Erzincan’ın Türkiye çapındaki Girlevik şelalesinde buldum kendimi. Uçak yolculuğu ve Erzincan’ın 30 derece sıcaklığından sonra Girlevik şelalesinden akan suyun soğuk esintisi ve içilebilir buz gibi suyu ilaç gibi gelmişti bana ve “anlaşıldı, Yaşar başkan bana sadece niçin hayvan yetiştiriciliğine soyunduğunu anlatmayacak, bölgenin tarihsel, kültürel ve turistik değerlerini de gösterecek” diye düşündüm aklımdan.. Ufak bir çarşı turunun ardından Erzincan’ın bir başka meşhuru olan Ekşisu mesire alanına geçtik ve oradaki çay-kahve muhabbetinin ardından Kelkit’e geçtik.. Yaşar Alkan, Kelkit’e 5 km uzaklıktaki Kızılca köyünde doğmuş ve kendisi genç yaşından beri köyünden ayrı olmasına rağmen ne köyünde yaşayan akrabaları ne de köylüleri ile bağını hiç koparmamış..   Evinde vermiş olduğu akşam yemeğine davet ettiği okul arkadaşları Süleyman hoca ve Mehmet hoca ile kayınbiraderi Faruk hocanın Kızılca köyü üzerine anlatıları ve keyifli sohbetleri, bana Yaşar Alkan’ın niçin köye dönüşü tercih ettiğine dair ilk ipuçlarını vermişti.. Yaşar Alkan dostluğa, içtenliğe, samimiyete ve masumiyete gitmişti.. Ertesi sabah erkenden kalkıp koyun yetiştirdiği çiftliğe gittik. 500 koyunun barınabileceği bir ağıl, çobanın konaklayacağı bir ev ve idari işlerin yapılacağı iki odadan oluşan çiftliğin yanında devasa bir inşaat devam ediyordu.. -Hayırdır buraya ne yapılıyor? -Buraya 1000 koyunun daha barınabileceği büyük bir ağıl daha yapılıyor.. -Hayvan yetiştirme işini daha da büyütüyorsunuz yani? -Evet daha da daha da büyüteceğiz.. -Niçin hayvan yetiştiriciliği? -Evet telefonda da bunu sormuştunuz, ben de ‘gelin görün’ demiştim. Kızılca köyümüzde kışın 80 hanede 300 kişi yaşar, yaz aylarında ise bu sayı 120 hanede yaklaşık 500 kişiye ulaşır. Yani bizim burada kimse köyünden de köylüsünden de vazgeçmiyor. Saedece bizim köyümüzün değil, Kelkit ve hatta Gümüşhane’nin bir çok ilçesinin eskilerden beri en önemli geçim kaynağı hayvancılık imiş. Lakin gelin görün ki; zamanla hayvancılık terk edilmiş ve yerini tembellik almış. Bu benim çok ağırıma ve zoruma gitti. İki türlü zoruma gitti birincisi kendi insanlarımızın tembelleşmesinden dolayı zoruma gitti, ikincisi ülkemizin giderek artan nüfusuna göre aynı oranda büyüyen et ihtiyacı olduğu bu dönemlerde, hayvancılığı terk etmemizin yanlışlığından dolayı zoruma gitti. Devlet burada ve Türkiye’nin bir çok bölgesinde hayvancılığı ve tarımı destekleyici hibeler dahi vermesine rağmen kimse bir şey üretmek istemiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Herkes devlet dairelerinde veya belediyelerde yan gelip yatarak havadan maaş alabileceği bir işin peşinde. Bulurlarsa ne ala, bulmazlarsa tembel tembel kahvehanelerde oturuyorlar. Biliyor musun Cengiz bey ben o kahvehanenin ismini “tembelhane” koymuşum.. -Tembelhane çok isabetli bir isim olmuş, diyorum gülerekten.. -İşte tüm bunlardan dolayıdır ki “iş başa düştü Yaşar” dedim ve hem köylülerime hem de ülkeye faydası olsun diye burada hayvan yetiştirmeciliğini yeniden hayata geçirmeye karar verdim. 80 koyun alarak başladım işe sonra üreyerek 120 oldu şimdi ise 500 koyunumuz var. Yeni ağıl inşaatının bitimi ile 1500 koyuna ulaşacağız. Düşünün 1500 koyunun etiyle, sütüyle, yünüyle ve hatta gübresiyle yaşamın her alanına katabileceği artı değerleri.. -Peki köylüler de nasıl bir etki oluşturdu bu girişiminiz? -Çok olumlu bir erkti bıraktı. Benden sonra sadece bizim köyde değil Kelkit’in bir çok köyünde ufak ufak çaptan başlayarak hayvancılığa yeniden merak saranlar oldu. Olsunlar, olmalılar çünkü zaten ben onları teşvik etmek için örnek olmak için başlattım bu işi. Bak göreceksin beş on sene sonra Kelkit ve Gümüşhane yine hayvancılıkta adından söz ettiren bir ilimiz olacak.. Yaşar Alkan o kadar heyacanlı ve içten konuşuyordu ki; onun bu anlattıklarından etkilenmemek ve samimiyetinden kuşku duymak söz konusu bile değildi.. Evet Çayırova Belediye Başkanlığından sonra kurduğu çevre temizlik şirketleri aracılığı ile on binlerce insana ekmek kapısı açan, onlarca genç insanı bu konuda uzmanlaştırarak aynı meslek dalında iş insanı olarak sektöre dahil eden Yaşar Alkan şimdi de memleketi Kelkit için, Kızılca köylüleri için elini taşın altına koymuştu.. “Tembellik yapmayın, bu ülkenin her türlü üretime ve üretim yapacak insana ihtiyacı var. Gümüşhane geçmişte bu ülkenin en önemli hayvancılık yapan iliydi. Haydi gelin hep birlikte el ele vererek yeniden Gümüşhane’mizi o değerine kavuşturalım” diyordu Yaşar Alkan.. Bu ülkenin en büyük sorununun üretimsizlik olduğu fikrini uzun zamandan beri hep yazıp çizdiğim için Yaşar Alkan’ın çok çok iyi anlamış ve hak vermiştim.. Sonraki iki günde Yaşar Alkan, beni daveti ile ilgili “B planı"nı devreye sokarak, Gümüşhane’nin tüm ilçelerindeki tarihi ve turistik yerlerini gezdirdikten sonra “Cengiz bey artık buraları da yazarsın” diye de tembih etmişti.. Hangi birisini yazayım ki; Temiz havası ile adeta oksijen manyağı olabileceğiniz ve doğasıyla da gözlerinizin kamaşacabileceği Kızılca köyü yaylasının bir eşi benzeri yok.. Gümüşhane'nin Torul ilçesi Cebeli Köyü Sınırları içerisinde bulunan Karaca Mahallesi'nin hemen güney batısında yer alan “Karaca Mağarası” içindeki 15 milyon yılda oluşan sarkıt, dikit, sütun, perde damlataşları ile damlataş havuzları  tam bir doğa mucizesi.. Yine Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı'nın eteklerinde yer alan Limni Gölü Tabiat Parkı tam bir doğa harikası.. Tarihi Torul Kalesi'nin bulunduğu alanda yerden 240 metre yükseklikte yapılan Cam Seyir Terasını her yıl yüzbinlerce kişi ziyaret ederek Torul’u göklerden keyifle seyrediyor.. Dağın içerisindeki 40 ayrı kaynaktan dökülen süt rengindeki köpük köpük sularıyla Türkiye'deki en ender şelalelerden birisi olan Tomara şelalesi. Şiran ilçesine bağlı Seydibaba Köyünde bulunan Tomara Şelalesi yeşiliyle ve doğasıyla mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer.. Ve tabi ki Seydi Babanın türbesi de ziyaret edilmeli ve türbenin hemen yanıbaşındaki tarihi mezarlıkta bulunan Osmanlı dönemine ait yüzlerce yıllık mezar taşlarının sırrına da kafa yorulmalıdır.. Evet; Orda bir köy var, uzakta, O köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da O köy bizim köyümüzdür.                          Diyordu ünlü şairimiz Ahmet kutsiz Tacer. Lakin ben bu şiirin sözlerine hiçbir zaman katılmadım, katılmıyorum da.. Gitmediğiniz, görmediğiniz, el atmadığınız yerler sizin değilidir.. Yaşar Alkan gitmişti, görmüştü ve şimdi de el atıyordu.. Uzatılan eli yakalayanlar şanslı.. Gümühane nasıl mı? Çok güzel.. Gümüşhaneşliler mi? Çok sıcak canayakın.. Yemekleri mi? Lezzetli ama ben gurme olmadığım için sadece gezip gördüklerimi yazıyorum..
KOCAELİ HABERİ - Cengiz Yucak

1994 yerel seçimlerinde Refah Partisinden eski adıyla Güzeltepe ve yeni adıyla Çayırova Belediye Başkanı seçilen Yaşar Alkan, Kocaeli Milli Görüş camiasının en tanınmış ve köklü isimlerinden birisidir..

Belediye Başkanlığı görevi sona erdikten sonra kurmuş olduğu Çevre Temizliği şirketi ile aralarında dönemin CHP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, CHP’li İzmit Bekirpaşa Belediyesi ve Ak partili Gebze Belediyesi olmak üzere Türkiye genelinde onlarca il ve ilçelerde çöp toplama işini üstlenen Yaşar Alkan, Çevre Temizliği sektörüne getirmiş olduğu yeniliklerle ve hayata geçirmiş olduğu projelerle de biliniyor..

Geçtiğimiz yıllarda yatırım yaptığı yeni bir icat projesini hayata geçirerek işleme koydurduğu çöp yakma makinesi aracılığı ile çöplerin yakılması sonucu doğalgaz elde ettirten Yaşar Alkan daha sonra bu doğalgazı elektrik enerjisine dönüştürme çalışmalarını başlatmıştı..

Yaşar Alkan’ın Gebze ve Kocaeli’de devam ettirdiği bu çalışmalarını yakından takip eden bir gazeteci olarak “ Yaşar Alkan çöp toplama sektöründen çekildikten sonra memleketi Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde hayvancılığa başlamış” duyumunu aldığımda, 26 yıllık tanışıklığımıza da dayanarak kendisini telefonla arayıp “Hayırdır Yaşar Başkan biz sizin buradaki çevre temizliği ve çöp bertarafı yolu ile enerji üretme çalışmalarınızın sonucunu merak ederken siz memleketinizde hayvan yetiştirme işine soyunmuşsunuz”  diye sordum..

Aramamdan ve sorumdan dolayı mutlu olan Yaşar Alkan Ben bu sorunun cevabını tam anlamı ile size telefonda anlatamam. Bizzat buraya gelip yaptığım bu işin nedenini ve niçinini kendi gözlerinizle görüp değerlendirmenizi ona göre yapmanız gerekir” dedi gülerekten..

Gelirim inşallah bir gün Yaşar Başkanım” diyerek konuyu geçiştirdim..

Lakin proje ve icraat insanı Yaşar Alkan öyle ağızdan çıkan sözleri pek geçiştiren birisi olmadığını 15 gün sonra tekrar gösterdi ve beni arayarak “Uçakla gelirsen Erzincan hava alanına gel, orası Kelkit’e daha yakın. Ben arabayla gelip seni oradan alırım” dedi..

Anlaşıldı yine bize yol göründü” diyerek bir sonraki günün sabahında Erzincan’a uçtuk. Yaşar başkan, kayınbiraderi olan Pendik eski İmam Hatip Lisesi müdürü Faruk Köse ile birlikte gelip aldı beni havaalanından..

Ben hemen Kelkit’e gideceğimizi sanıyordum ki, Erzincan’ın Türkiye çapındaki Girlevik şelalesinde buldum kendimi. Uçak yolculuğu ve Erzincan’ın 30 derece sıcaklığından sonra Girlevik şelalesinden akan suyun soğuk esintisi ve içilebilir buz gibi suyu ilaç gibi gelmişti bana ve “anlaşıldı, Yaşar başkan bana sadece niçin hayvan yetiştiriciliğine soyunduğunu anlatmayacak, bölgenin tarihsel, kültürel ve turistik değerlerini de gösterecek” diye düşündüm aklımdan..

Ufak bir çarşı turunun ardından Erzincan’ın bir başka meşhuru olan Ekşisu mesire alanına geçtik ve oradaki çay-kahve muhabbetinin ardından Kelkit’e geçtik..

Yaşar Alkan, Kelkit’e 5 km uzaklıktaki Kızılca köyünde doğmuş ve kendisi genç yaşından beri köyünden ayrı olmasına rağmen ne köyünde yaşayan akrabaları ne de köylüleri ile bağını hiç koparmamış..  

Evinde vermiş olduğu akşam yemeğine davet ettiği okul arkadaşları Süleyman hoca ve Mehmet hoca ile kayınbiraderi Faruk hocanın Kızılca köyü üzerine anlatıları ve keyifli sohbetleri, bana Yaşar Alkan’ın niçin köye dönüşü tercih ettiğine dair ilk ipuçlarını vermişti..

Yaşar Alkan dostluğa, içtenliğe, samimiyete ve masumiyete gitmişti..

Ertesi sabah erkenden kalkıp koyun yetiştirdiği çiftliğe gittik. 500 koyunun barınabileceği bir ağıl, çobanın konaklayacağı bir ev ve idari işlerin yapılacağı iki odadan oluşan çiftliğin yanında devasa bir inşaat devam ediyordu..
Bir 3 kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava görseli olabilir

-Hayırdır buraya ne yapılıyor?

-Buraya 1000 koyunun daha barınabileceği büyük bir ağıl daha yapılıyor..

-Hayvan yetiştirme işini daha da büyütüyorsunuz yani?

-Evet daha da daha da büyüteceğiz..

-Niçin hayvan yetiştiriciliği?

-Evet telefonda da bunu sormuştunuz, ben de ‘gelin görün’ demiştim. Kızılca köyümüzde kışın 80 hanede 300 kişi yaşar, yaz aylarında ise bu sayı 120 hanede yaklaşık 500 kişiye ulaşır. Yani bizim burada kimse köyünden de köylüsünden de vazgeçmiyor. Saedece bizim köyümüzün değil, Kelkit ve hatta Gümüşhane’nin bir çok ilçesinin eskilerden beri en önemli geçim kaynağı hayvancılık imiş. Lakin gelin görün ki; zamanla hayvancılık terk edilmiş ve yerini tembellik almış. Bu benim çok ağırıma ve zoruma gitti. İki türlü zoruma gitti birincisi kendi insanlarımızın tembelleşmesinden dolayı zoruma gitti, ikincisi ülkemizin giderek artan nüfusuna göre aynı oranda büyüyen et ihtiyacı olduğu bu dönemlerde, hayvancılığı terk etmemizin yanlışlığından dolayı zoruma gitti. Devlet burada ve Türkiye’nin bir çok bölgesinde hayvancılığı ve tarımı destekleyici hibeler dahi vermesine rağmen kimse bir şey üretmek istemiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Herkes devlet dairelerinde veya belediyelerde yan gelip yatarak havadan maaş alabileceği bir işin peşinde. Bulurlarsa ne ala, bulmazlarsa tembel tembel kahvehanelerde oturuyorlar. Biliyor musun Cengiz bey ben o kahvehanenin ismini “tembelhane” koymuşum..

-Tembelhane çok isabetli bir isim olmuş, diyorum gülerekten..

-İşte tüm bunlardan dolayıdır ki “iş başa düştü Yaşar” dedim ve hem köylülerime hem de ülkeye faydası olsun diye burada hayvan yetiştirmeciliğini yeniden hayata geçirmeye karar verdim. 80 koyun alarak başladım işe sonra üreyerek 120 oldu şimdi ise 500 koyunumuz var. Yeni ağıl inşaatının bitimi ile 1500 koyuna ulaşacağız. Düşünün 1500 koyunun etiyle, sütüyle, yünüyle ve hatta gübresiyle yaşamın her alanına katabileceği artı değerleri..

-Peki köylüler de nasıl bir etki oluşturdu bu girişiminiz?

-Çok olumlu bir erkti bıraktı. Benden sonra sadece bizim köyde değil Kelkit’in bir çok köyünde ufak ufak çaptan başlayarak hayvancılığa yeniden merak saranlar oldu. Olsunlar, olmalılar çünkü zaten ben onları teşvik etmek için örnek olmak için başlattım bu işi. Bak göreceksin beş on sene sonra Kelkit ve Gümüşhane yine hayvancılıkta adından söz ettiren bir ilimiz olacak..

Yaşar Alkan o kadar heyacanlı ve içten konuşuyordu ki; onun bu anlattıklarından etkilenmemek ve samimiyetinden kuşku duymak söz konusu bile değildi..

Evet Çayırova Belediye Başkanlığından sonra kurduğu çevre temizlik şirketleri aracılığı ile on binlerce insana ekmek kapısı açan, onlarca genç insanı bu konuda uzmanlaştırarak aynı meslek dalında iş insanı olarak sektöre dahil eden Yaşar Alkan şimdi de memleketi Kelkit için, Kızılca köylüleri için elini taşın altına koymuştu..

“Tembellik yapmayın, bu ülkenin her türlü üretime ve üretim yapacak insana ihtiyacı var. Gümüşhane geçmişte bu ülkenin en önemli hayvancılık yapan iliydi. Haydi gelin hep birlikte el ele vererek yeniden Gümüşhane’mizi o değerine kavuşturalım” diyordu Yaşar Alkan..

Bu ülkenin en büyük sorununun üretimsizlik olduğu fikrini uzun zamandan beri hep yazıp çizdiğim için Yaşar Alkan’ın çok çok iyi anlamış ve hak vermiştim..

Sonraki iki günde Yaşar Alkan, beni daveti ile ilgili “B planı"nı devreye sokarak, Gümüşhane’nin tüm ilçelerindeki tarihi ve turistik yerlerini gezdirdikten sonra “Cengiz bey artık buraları da yazarsın” diye de tembih etmişti..

Hangi birisini yazayım ki;

Temiz havası ile adeta oksijen manyağı olabileceğiniz ve doğasıyla da gözlerinizin kamaşacabileceği Kızılca köyü yaylasının bir eşi benzeri yok..

Bir ayakta, ağaç ve açık hava görseli olabilir

Gümüşhane'nin Torul ilçesi Cebeli Köyü Sınırları içerisinde bulunan Karaca Mahallesi'nin hemen güney batısında yer alan “Karaca Mağarası” içindeki 15 milyon yılda oluşan sarkıt, dikit, sütun, perde damlataşları ile damlataş havuzları  tam bir doğa mucizesi..

Bir 2 kişi görseli olabilir

Yine Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı'nın eteklerinde yer alan Limni Gölü Tabiat Parkı tam bir doğa harikası..

Bir 2 kişi, oturan insanlar ve açık hava görseli olabilir

Tarihi Torul Kalesi'nin bulunduğu alanda yerden 240 metre yükseklikte yapılan Cam Seyir Terasını her yıl yüzbinlerce kişi ziyaret ederek Torul’u göklerden keyifle seyrediyor..

Bir 3 kişi, ayakta duran insanlar, açık hava ve ağaç görseli olabilir

Dağın içerisindeki 40 ayrı kaynaktan dökülen süt rengindeki köpük köpük sularıyla Türkiye'deki en ender şelalelerden birisi olan Tomara şelalesi. Şiran ilçesine bağlı Seydibaba Köyünde bulunan Tomara Şelalesi yeşiliyle ve doğasıyla mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer..

Bir ayakta, açık hava ve ağaç görseli olabilir

Ve tabi ki Seydi Babanın türbesi de ziyaret edilmeli ve türbenin hemen yanıbaşındaki tarihi mezarlıkta bulunan Osmanlı dönemine ait yüzlerce yıllık mezar taşlarının sırrına da kafa yorulmalıdır..

Evet;
Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.                         

Diyordu ünlü şairimiz Ahmet kutsiz Tacer. Lakin ben bu şiirin sözlerine hiçbir zaman katılmadım, katılmıyorum da..
Gitmediğiniz, görmediğiniz, el atmadığınız yerler sizin değilidir..
Yaşar Alkan gitmişti, görmüştü ve şimdi de el atıyordu..
Uzatılan eli yakalayanlar şanslı..

Gümühane nasıl mı?
Çok güzel..

Gümüşhaneşliler mi?
Çok sıcak canayakın..

Yemekleri mi?
Lezzetli ama ben gurme olmadığım için sadece gezip gördüklerimi yazıyorum..

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (3 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Ekrem faruk
(14.09.2021 09:13 - #275)
Bravo yaşar başkanım her zaman ornek
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
İsrafil Alkan
(14.09.2021 21:35 - #277)
Abim cok degerli bir gonul insani tebrikler ediyor um
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Selahattin Alkan
(15.09.2021 07:13 - #278)
Deyerli buyugumuz ve abimizi örnek davranışından dolayı kutluyorum başarılar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.