EFSANE KOMUTANDAN TÜRKMEN BEYLERİNE KAZAKİSTAN UYARISI

Siyaset 08.01.2022 - 15:58, Güncelleme: 08.01.2022 - 15:58
 

EFSANE KOMUTANDAN TÜRKMEN BEYLERİNE KAZAKİSTAN UYARISI

KOCAELİ HABERİ - Cengiz Yucak
Kıbrıs Barış Hareketinin, Azerbaycan'ın Özgürlük yıllarının, PKK ile askeri mücadelenin öncü gücü Özel Kuvvetler Komutanlığının efsane ismi, Ergenekon-Balyoz Kumpas davası mağduru emekli Korgeneral ve MHP eski Milletvekili Engin Alan, Kazakistan'da yaşan iç kargaşa ve Rus askerlerinin "yardım gücü" olarak ülkeye sokulmasını değerlendiren çok kapsamlı bir analiz yayınladı.. İŞTE O ANALİZ Kazakistan’da 2-3 günden beri yaşanan karmaşanın ve bu karmaşadaki anlaşılmazlığın perde arkası Rusya Federasyonunun Ermeni asıllı Dışişleri Bakanı Sergey LAVROV tarafından bugün yapılan açıklama ile aydınlandı. Bakınız Lavrov bu konuda ne diyor; “Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesi ve Türk Milliyetçiliğini sistematik olarak desteklemesi sonucunda ortaya çıkan bu olaylar, dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya ile işbirliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin sonucudur” Yani bu diplomatik beyanı sade ifadesiyle açıklayacak olursak; “Zaman içerisinde giderek bizimle işbirliğinden uzaklaştınız. Türk milliyetçiliği fikrini savunarak Türkiye’ye ve Türk Birliğine yöneldiniz ve kril alfabesini terk edip Latin alfabesine geçerek de bunu tescillediniz. Kazakistan’ın başına gelenler işte bunun sonucudur çünkü biz buna göz yumamazdık” diyor. Yani alenen bu işi Rusya’nın tezgahladığını itiraf ediyor ve bir anlamda da meydan okuyor. Nitekim ülkenin adı KAZAKİSTAN olduğu için Türkiye’ye yansıyan haberlerde hep Kazakların ayaklanmasından bahsediliyor ama bölgeden bize ulaşan haberler, bu eylemlerin başlatılması ve kabartılması sürecinde ağırlıklı olarak Rusların yer aldığını gösteriyor. Sorulması gereken can alıcı soru şudur; Lavrov’un ifade ettiği bu yaramazlıkları yapan kimdir? Ülkenin bugünkü Cumhurbaşkanı ve hükümeti mi? Yoksa 30 yıldan beri ülke yönetimine egemen olan Nursultan NAZARBAYEV mi? Bu soruya verilecek doğru cevabın “NURSULTAN NAZARBAYEV” olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu ayaklanma doğrudan Nursultan NAZARBAYEV’e karşı ve onu etkisizleştirmek, onun Türk Birlikçi siyasetine son vermek amacıyla yapıldı. Bölgeden aldığım güvenilir bilgilere göre olayların gelişmesi şöyledir; İlk ayaklanma Mangıstau Oblastının (eyaletinin) Aktav Şehrine bağlı Janaözen avdanında (kasabasında) yılbaşından önce başlıyor. Sebep ise otomobillerde kullanılan gaz fiyatına yapılan zamlar. Çünkü bu ilçe ülkenin en yoksul ilçelerinden biri ve otomobillerde gaz kullanımı burada çok yaygın. Bu arada son zam ile 120 Tenge yapılmadan önce gaz fiyatının bize yansıtıldığı gibi 60 Tenge değil 80-90 Tenge arasında olduğunu ve bu ayaklanma üzerine hükümetin duruma müdahale ederek gaz fiyatını 60 Tengenin bile altına (50 Tengeye) indirdiğini belirtelim. Yine ikinci bir not olarak bu yöre halkının yoğunlukla Küçük Cüze mensup olduğunu da vurgulayalım. (Kazaklarda ne yazık ki Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz adlarıyla 3 ayrı cüze mensubiyet gibi bir toplumsal zafiyet tarihin derinliklerinden beri vardır) İlk ayaklanmayı başlatan Janaözen halkı Gaz fiyatının düşürülmesinden sonra sükunetle evlerine dönüyor ama bu kıvılcımı aleve döndürmekte usta olan bir mekanizma ayaklanmayı çevre illere ve Almatı’ya kaydırıyor ve işi yağmacılığa dönüştürerek başıboş cahil toplulukları olayın içine çekiyor. Buna benzer bir kalkışma aynı ilçede bundan tam 10 yıl önce yani Nazarbayev'in fiilen başta olduğu (bağımsızlığın 20. Yıl kutlamaları sırasında) 2011 yılında da denenmiş ama hükümet güçlerinin erken müdahalesi ile olayların büyümesi engellenmişti. Ama ne hikmetse bu defa hükümet güçleri olayların yayılıp büyümesine engel olmadıkları gibi bunun üstüne bir de Rusya’nın kontrolü altındaki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü güçlerini ülkeye davet etti. Tüm bunlardan çıkarılması mümkün olan tek sonuç şudur; Rusya, Nursultan NAZARBAYEV’in bölgedeki “Türklüğü ve Türk Birliğini önceleyen” gücünü kırıp, onu etkisiz hale getirmek ve böylece Kazakistan’da yeni bir düzen oluşturmak istedi ve mevcut yönetim de buna yardımcı oldu. Kazakistan’da yaşananların başka türlü okunma imkanı yoktur. Bu noktada konunun tarihi köklerine dair kritik bir bilgi daha vermeliyim; Rusların Kazakistan bozkırlarını 1723 yılından başlayan tarihteki ilk istilası da bu bölgedeki Küçük Cüz beylerini ikna edip yanlarına çekmeleri sonucunda gerçekleşmişti. Tüm bu yaşananlar vesilesiyle bizim de kendimize sormamız gereken sorular var; Türkiye’yi yönetenler bu konuda ne düşünüyorlar? Niçin hiç kimseden ses çıkmıyor? Türk Devletleri Teşkilatı Kurulmuştu. Bu teşkilatın güçlü bir üyesi olmak, Kazakistan’a sahip çıkmayı Suriye’ye sahip çıkmaktan daha yasal kılmıyor mu? Türkiye’nin değil Rusya’nın sahip çıkması kabul edilemez.. Doğru bir tesbit mi ne dersiniz? Türkmen beyleri... Engin Alan
KOCAELİ HABERİ - Cengiz Yucak

Kıbrıs Barış Hareketinin, Azerbaycan'ın Özgürlük yıllarının, PKK ile askeri mücadelenin öncü gücü Özel Kuvvetler Komutanlığının efsane ismi, Ergenekon-Balyoz Kumpas davası mağduru emekli Korgeneral ve MHP eski Milletvekili Engin Alan, Kazakistan'da yaşan iç kargaşa ve Rus askerlerinin "yardım gücü" olarak ülkeye sokulmasını değerlendiren çok kapsamlı bir analiz yayınladı..

İŞTE O ANALİZ

Kazakistan’da 2-3 günden beri yaşanan karmaşanın ve bu karmaşadaki anlaşılmazlığın perde arkası Rusya Federasyonunun Ermeni asıllı Dışişleri Bakanı Sergey LAVROV tarafından bugün yapılan açıklama ile aydınlandı. Bakınız Lavrov bu konuda ne diyor; “Kazakistan’ın Latin alfabesine geçmesi ve Türk Milliyetçiliğini sistematik olarak desteklemesi sonucunda ortaya çıkan bu olaylar, dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya ile işbirliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin sonucudur”

Yani bu diplomatik beyanı sade ifadesiyle açıklayacak olursak; “Zaman içerisinde giderek bizimle işbirliğinden uzaklaştınız. Türk milliyetçiliği fikrini savunarak Türkiye’ye ve Türk Birliğine yöneldiniz ve kril alfabesini terk edip Latin alfabesine geçerek de bunu tescillediniz. Kazakistan’ın başına gelenler işte bunun sonucudur çünkü biz buna göz yumamazdık” diyor. Yani alenen bu işi Rusya’nın tezgahladığını itiraf ediyor ve bir anlamda da meydan okuyor.

Nitekim ülkenin adı KAZAKİSTAN olduğu için Türkiye’ye yansıyan haberlerde hep Kazakların ayaklanmasından bahsediliyor ama bölgeden bize ulaşan haberler, bu eylemlerin başlatılması ve kabartılması sürecinde ağırlıklı olarak Rusların yer aldığını gösteriyor.

Sorulması gereken can alıcı soru şudur; Lavrov’un ifade ettiği bu yaramazlıkları yapan kimdir? Ülkenin bugünkü Cumhurbaşkanı ve hükümeti mi? Yoksa 30 yıldan beri ülke yönetimine egemen olan Nursultan NAZARBAYEV mi? Bu soruya verilecek doğru cevabın “NURSULTAN NAZARBAYEV” olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla bu ayaklanma doğrudan Nursultan NAZARBAYEV’e karşı ve onu etkisizleştirmek, onun Türk Birlikçi siyasetine son vermek amacıyla yapıldı.

Bölgeden aldığım güvenilir bilgilere göre olayların gelişmesi şöyledir;

İlk ayaklanma Mangıstau Oblastının (eyaletinin) Aktav Şehrine bağlı Janaözen avdanında (kasabasında) yılbaşından önce başlıyor. Sebep ise otomobillerde kullanılan gaz fiyatına yapılan zamlar. Çünkü bu ilçe ülkenin en yoksul ilçelerinden biri ve otomobillerde gaz kullanımı burada çok yaygın. Bu arada son zam ile 120 Tenge yapılmadan önce gaz fiyatının bize yansıtıldığı gibi 60 Tenge değil 80-90 Tenge arasında olduğunu ve bu ayaklanma üzerine hükümetin duruma müdahale ederek gaz fiyatını 60 Tengenin bile altına (50 Tengeye) indirdiğini belirtelim.

Yine ikinci bir not olarak bu yöre halkının yoğunlukla Küçük Cüze mensup olduğunu da vurgulayalım. (Kazaklarda ne yazık ki Büyük Cüz, Orta Cüz ve Küçük Cüz adlarıyla 3 ayrı cüze mensubiyet gibi bir toplumsal zafiyet tarihin derinliklerinden beri vardır)

İlk ayaklanmayı başlatan Janaözen halkı Gaz fiyatının düşürülmesinden sonra sükunetle evlerine dönüyor ama bu kıvılcımı aleve döndürmekte usta olan bir mekanizma ayaklanmayı çevre illere ve Almatı’ya kaydırıyor ve işi yağmacılığa dönüştürerek başıboş cahil toplulukları olayın içine çekiyor.

Buna benzer bir kalkışma aynı ilçede bundan tam 10 yıl önce yani Nazarbayev'in fiilen başta olduğu (bağımsızlığın 20. Yıl kutlamaları sırasında) 2011 yılında da denenmiş ama hükümet güçlerinin erken müdahalesi ile olayların büyümesi engellenmişti. Ama ne hikmetse bu defa hükümet güçleri olayların yayılıp büyümesine engel olmadıkları gibi bunun üstüne bir de Rusya’nın kontrolü altındaki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü güçlerini ülkeye davet etti.

Tüm bunlardan çıkarılması mümkün olan tek sonuç şudur; Rusya, Nursultan NAZARBAYEV’in bölgedeki “Türklüğü ve Türk Birliğini önceleyen” gücünü kırıp, onu etkisiz hale getirmek ve böylece Kazakistan’da yeni bir düzen oluşturmak istedi ve mevcut yönetim de buna yardımcı oldu. Kazakistan’da yaşananların başka türlü okunma imkanı yoktur. Bu noktada konunun tarihi köklerine dair kritik bir bilgi daha vermeliyim; Rusların Kazakistan bozkırlarını 1723 yılından başlayan tarihteki ilk istilası da bu bölgedeki Küçük Cüz beylerini ikna edip yanlarına çekmeleri sonucunda gerçekleşmişti.

Tüm bu yaşananlar vesilesiyle bizim de kendimize sormamız gereken sorular var;

Türkiye’yi yönetenler bu konuda ne düşünüyorlar? Niçin hiç kimseden ses çıkmıyor? Türk Devletleri Teşkilatı Kurulmuştu. Bu teşkilatın güçlü bir üyesi olmak, Kazakistan’a sahip çıkmayı Suriye’ye sahip çıkmaktan daha yasal kılmıyor mu? Türkiye’nin değil Rusya’nın sahip çıkması kabul edilemez..

Doğru bir tesbit mi ne dersiniz? Türkmen beyleri...

Engin Alan

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kocaelihaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.