CHP'nin 2023 genel seçimlerinden sonra gerçekleştirdiği Kurultay ile Kemal Kılıçdaroğlu'nun yerine Özgür Özel'i genel başkan olarak seçmesinden sonra başlayan "kurultay iptali" davalarının günümüze kadar devam etmesi ve İstanbul il kongresinin de iptal edilmeye çalışılarak yerine Gürsel Tekin'in "Kayyum Başkan" olarak atanması süreçlerini CHP'liler gibi toplum da kaygıyla izliyor..

CHP Genel Merkezi bir taraftan bu davaları geri püskürtmeye çalışırken diğer taraftan da bu süreçte parti aleyhine faaliyetlerde bulundukları iddiası ile başta eski milletvekilleri Gürsel Tekin, Berhan Şimşek ve Barış Yarkadaş olmak üzere çok sayıda partiliyi, CHP Disiplin Kuruluna sevkederek partiden ihraç ediyor..

CHP kurmayları yaşanan bu kurultay ve kongre iptal girişimleri ile kayyum olayaı için Ak Parti yönetim kademesini suçlarken, Ak partililer de "Bizimle ne alakası var? Olayların tüm tarafları ve mahkemeye dava açanlar CHP'li" diye işin içinden sırılmaya çalışıyorlar..

Bir taraftan CHP'ye açılan bu iptal davalarını izleyip diğer tarfatan da yeni yapılan ilçe kongrelerini takip etmeye çalışırken, bir şey tekrar dikkatimi çekti;
CHP'nin ilçe kongrlerinde çok acayip bir derecede sert rekabetler ve kırıcı boyuttarda çekişmeler yaşanıyordu.Geçmişe dönerek Ak Partinin il ve ilçe kongre sürçelerine ve sonuçlar ile karşılaştırdığımda şunu gördüm;

Ak Parti kongrelerinin aday belirleme süreçlerinde de rekabetler yaşanıyor..
Lakin  "kol kırılır, yen içinde kalır" kuralı hep işletiliyor..
CHP'nin kongrelerinden sonra ise kolu kırılan, kazanan başkanın ya da ekibinden bir kaç kişinin bacağını kırmadan durmuyor..
Ve CHP'lilerde ki bu zafı gören Ak Parti kurmayları da, bunu kendi partilerinin siyasi menfaatlerine gelecek şekillerde kullanmaya çalışıyor..

Siyaset de nihayetinde bir savaştır..
Savaşta düşmana cephane kaptırırsan;
Düşman seni o cephane ile vurur..
İşin özeti budur..